2 Şubat 2011 Çarşamba

Bolaman’ın sessiz sesi ; Bolaman Lisesi

Bolaman’ın  sessiz sesi ; Bolaman Lisesi

Bolamanlı çocuk, evdeki fotoğraf albümünü karıştırırken karenin içinde kendisinin de olduğu bir fotoğrafla karşılaştı. Fotoğrafta daha küçük haliyle Argun Bey amcasının kucağında, etrafında tanıdık yüz olarak ta Orhan Bey Amcası ve Tahsin Dayısı vardı. Etrafta da hiç tanımadığı yüzleri gördü. Minik parmaklarını fotoğrafta, yanaklarına vantuz yaparak caaap… diye öpmekte olan adamın üzerine getirerek;”Bu amca kim?”Bu amca beni niye öpüyor?” diye sorularını peşpeşe sıraladı. Okumayı bilse fotoğrafın arkasına bakıp bütün sorularının yanıtını alacaktı.
Takvim yaprakları 11 Ağustos 1967’yi gösteriyordu. Bolamanlıları bir telaş almış gidiyordu. O gün fındık toplama işlerine ara vermişler, Bolaman’a gelecek olan devlet büyüğünü karşılayacaklardı. Gelecek olan devlet büyüğü ağustosun o sıcak cuma gününde bu küçük kasabaya “hayırlı bir iş” diye tanımladığı temel atma töreni için geliyordu. Kasabadaki tüm bu hazırlıkların ve telaşında nedeni bu idi. Devlet büyüğü Bolaman’a gelmiş, halkı “şapkasıyla” selamlamış, “Hayırlı işi” de yerine getirmişti. Ardından da başka “Hayırlı İşler” için bir sonraki durağa doğru yola koyulmuştu. İşte küçük Bolamanlı çocuğun baktığı fotoğraf o güne ait bir fotoğraftır. Bu çocuğu ve devlet büyüğümüzün kim olduğunu da tahmin etmişsinizdir! ”Bundan bize ne” dediğinizi duyuyorum. Yazıyı okumayı sürdürürseniz konunun nereye geldiğini göreceksiniz. İlgilendiriyor, ilgilendiriyor hepimizi ilgilendiriyor!
O günkü temel atma töreni Bolaman’a ortaokul yapmak içindir. Bazı kaynaklar bu tarihi hem 1966 olarak verir, hem de hastane temeli atmak için olduğunu söylese de  elimdeki fotoğraf 11 ağustos 1967 tarihli ve Bolaman Ortaokulu’nun temel atma töreni diye yazıyor.Bundan iyi delil olmasa gerek.Eğer bu söylentinin ispatı varsa,elbette bizde o doğruyu kabul ederiz. Temeli atılacak olan ortaokul’un arsası Hazinedar ailesi tarafından hibe edilmişti.Ki verilen arsadaki „Büyük Konak” ya da „Ali Bey Konağı” adıyla da anılan konak o gün yıkılmasaydı,bugün tarihi değerlerimiz arasında belki de en kıymetli eserlerimizin başında gelecekti.Söylenceye göre „Büyük Konak” ta 100 adet pencere varmış.Birileri İstanbul’a bu konağın 100 pencereli olduğunu şikayet etmiş.Güya padişahın konaklarında da 100 pencere varmış.”Vay ...Padişahın konağıyla aynı sayıda pencere olurmu” denmiş, Büyük Konağın üç penceresi kapatılmış.Olmuş „Dokdanyedipencereli Konak” .Hoş, bu konak günümüze kalsaydı,belki de günümüzde Kültür Bakanlığı tarafından restorasyonu yapılıp „restoran” yapılırdı kimbilir!
        11 Ağustos 1967’de temeli atılan bu okul, orataokul olarak faaliyete başlamış.1977 yılında da „Lise” yapılmıştır.Ortaokul iken ilk müdür,Sait Ak’tır sonraki müdürler Güngör Bey,Hasan Çebi,Mehmet Odabaşı... öğretmenlerden hatırladığım Mehmet Sayıcı,Turan Hoca,Ali Yeniçeri,Baki Hoca,Şakir Güley, Bülent Cigalı,Kumru Sezgin,Lemi Baykal,Mustafa Özen,Saffet Hoca,Muhdi Hoca,İsmet Çamaş,Tahsin Serdar (Gönül ve Ender Hocayı yazmıyorum torpil olmasın.unuttuklarım için özür dilerim!) Bu güzel ve renkli insanlar Bolaman halkıyla bütünleşmiş,birer Bolamanlı olmuşlar.Bugün yaşayan büyüklerimizin ve öğrencilerinin o kişileri unutması mümkün değildir! Çünkü yaşamlarının kilometre taşlarından biri de bu okuldur.Bu okulda okuyan özellikle biz Bolamanlı çocuklar,okulun her deliğini her taşını her penceresini ezbere biliriz.Çünkü sadece bu okulu bir öğrenci gözünden değil, aynı zamanda bizim için oyun alanı idi.Bir de bu okul da görev yapan öğretmenlerin çocukları da işin içinde olunca tam bir panayır alanı!
Şimdiye kadar okulun fiziki durumu, inşaası ile ilgili kısa hikayeler anlattık.Asıl anlatılması gerekenler yolu buradan geçen insanların hikayeleri.Bu okul  o kadar çok anı barındırıyor ki bunların birer birer zihnimizin tozlu sandığından çıkarılması ve de paylaşılması lazım.Daha önceki yazılarımdada belirttiğim gibi her şey paylaşınca güzel... (her yerde her şeyde,hep beraber,yarin gonca yanağından gayrı.  Nazım Hikmet)
        Bu yazımın konusu anlaşılacağı üzere „Bolaman Lisesi”.Öncelikle Bolaman Lisesi’benim için ne kadar önemli ise biliyorum ki bu sıralarda oturan,okuyan her kişi içinde o kadar önemlidir.Niye olmasın ki ; önemli,en güzel arkadaşlıkları burada kurduk, önemli bu binanın her santimetresinde bir anımız var.Önemli, meslek seçimlerimizin ilk temellleri buradaki öğretmenlerimiz tarafından attıldı.Önemli, ilk burada aşık olduk.(En azından kendim için böyle!) Elindekinin değerini bilememek insanoğlunun bildiği halde sürekli olarak tekrarladığı zaaflarından biridir.Sonrasında pişmanlıklar boşu boşuna hayıflanmalar.Değer bilinmemişlik ,eldekiler de  kayıp gitmiştir.Keşkeler ardı ardına.Ama nafile,giden geri gelmiyor.Buradan el alarak Bolaman Lisesi, Bolaman için neden önemli onları da var siz düşünün.
Ey!Bolamanlı bilmelisinki orası taş bir binadan ibaret değildir.İçinde her sabah heyecanla atan onlarca minik kalp var.Bir şeyler yapmak isteyen gencecik öğretmenlerimiz,idealist öğretmenlerimiz var.Kendi evlerini bırakıp Bolamanımıza gelmişler,sırf idealleri uğruna ,çocuklarımız uğruna.Bu öğretmenlerimizin elinden tutmalıyız.Çünkü hepsi Bolaman’a ,Bolamanlı çocuklara bir şeyler vermek istiyorlar,tıpkı bundan öncekiler gibi...Biz de elimizi taşın altına sokalım.”Neler yapabiliriz?” diye soralım.         Ey!Bolamanlı,ya da Bolaman lisesi mezunları,en son ne zaman gittiniz okulunuza? Oturduğunuz  sıralara yıllar sonra tekrar baktınız mı? Oturun, eski günlerinizi hayal edin.Yılda bir kez de olsa bir uğrayın okulunuza.Durumu iyi olan mezun arkadaşlar .Hiç sordunuz mu „Bir eksiğiniz var mı?”Ne yapabiliriz?”diye.Hadi bunları bırakın „Nasılsınız öğretmenim?” dediniz mi.. Merak etmeyin ben de sormadım!
        Buraya kadar yazdıklarım bizi şu noktaya getiriyor.Başka liselerin,başka okulların yaptıklarına özenmeye gerek yok.Bolaman Lisesi mezunlarının ve Bolamanlıların biraraya gelme vakti gelmiştir.
                 Diyorum ki ilk iş şu okul’un kaç penceresi var hep beraber sayalım.(Ben küçükken saymıştım ona göre).İlk böyle başlayalım okulla barışmaya.Haaa kırık pencere varsa onlarıda saymayı unutmayalım!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder